02 Nisan 2006

GARİP BU DÜNYA



Garip bu dünya, çok garip.
Bir yanda sel baskınları,
Öte yanda ağaçlar çiçekte...
Herkes bir curcuna içinde!

Ben gene ayrı hikâye
Ofisten çıkınca,
Önüme gelen ilk konfeksiyoncudan,
Papatyalı giysiyi alır almaz
Ekrana koşuyorum.
Bir elimde tutuyorum seni,
Gözlerimde internet,
Seni geziyorum seni.

Ekranda yoksun,
Güneş doğmuş bizim buraya.
Sen inattasın, yoksa naz mı yapıyorsun?
Takmıyorum o kadar,
Günüm dolu benim de...

Keriman teyzem arıyor:
“Hani kızım doktora gidecektik?”
“Yok gelecek perşembe idi.”
diyorum
Nerde benim aklım bilmiyorum?

Değişen saatler değil sadece
İnsanlar, kentler de öyle.
Arabamı daha park etmedim,
Hemen itiraz başlıyor:
“Neden telefon etmedin?”
Daha anahtarımı atmadım,
Kösedeki küçük sehpaya…
“Otur, ızgara geliyor!”
Bir generalin sesi emrediyor.

Kaçmak geliyor içimden
Ama nerde? İmkân yok...
Oturup verandada
Seni anıp, baharı kokluyorum;
Aksam yemeği yerken!
31 Mart 2006

PAPATYA

Hiç yorum yok: