
Seni bu sabah soluksuz okudum,
Rimellerimi yeni sürmüştüm,
Gözlerim damla damla idi,
Bocuk boncuk aktı gözyaşım;
Anladım, artık rimel yasak bana.
Gözlerimin altı kapkara,
Bugünlerde de hep yaşlı.
İçime sıcak bir şey sızıyor,
Düğüm var sanki boğazımda;
Şiirinin her mısrası o düğüme takılı.
Bunlar benim duygularım,
Bunlar benim sözlerim diyerek,
Seni tekrarlıyorum, üçüncü kezdir.
Gözyaşı sevince dönüyor,
Biliyorum aynı anda, aynı duygularda
Sadece değişik kentlerde, aynı acılarda
Birbirimizi çizgilerde aramadayız.
Günaydın diyememişsek gün başlamıyor,
Sana yazmamışsam kalbim atmıyor.
Sokağımdaki ağacın çiçekleri,
Bahçemdeki minik sincap bile
Bana kafa tutuyor...
Altın zamanları beklemek zor,
Gökkuşağı her yağmurdan sonra çıkmıyor...
Mevsimler ansızın bitiyor!
Korkuyorum bahara girmeden
Yaz ve kışı hatırlatan
Hain sonbahar köşede diye!
Vesvesem, mutluluğum, kıskançlığım
Senden geliyor, senden...
Turnalar gibi uçmak, deliler gibi haykırmak
Geçiyor içimden.
Ve seni bir daha okuyorum,
Ama sen yazmadın o mısraları,
Bendim onları kulağına fısıldayan...
Nedense kıskanıyorum uyuduğun zamanı
Sen kalkınca bana geliyor diye
Tabiatın kanunu bu olsa gerek
Ayrı, çok ayrı kentlere
Uçan turnaları kıskanıyorum,
Gökyüzüne kafa tutuyorum.
Gökkuşağını vermedi diye!
Aklım hep sende, seninle
Sanki zaman duruyor;
Senden bir şiir gelmeyince.
27 Mart 2006
PAPATYA
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder