18 Şubat 2006

ÇILGIN GÖNLÜNE SÖZ GEÇER Mİ?



Gecenin on ikisi: Sende sabahın yedisi
Gel ortada buluşalım şimdi...
İki VIENA kahvesi içelim
Avrupa'da seninle baş başa
Ne zevkli olurdu değil mi?
Olmazsa
Paris'te bir sokak kahvecisine girelim
Nasıl Fransa'nın gevreği, "crossant"ı beğendin mi?
Sensiz ne kahvenin, ne sabahın
Ne de Avrupa'nın zevki var.

Biliyorum halin yok kalkmaya,
İznin de yok ama gönlüne...
O çılgın gönlüne söz geçer mi?
Çın çın kulağımda sesin
"Sesini duymak istedim!"
Deyişin...

Şimdi yanındayım,
Sen kokuyorum.
Tanımadığım yüzünü,
Hatırlamadığım gözünü,
Çok ama çook iyi tanıdığım sesini
Hece hece şiirlerinde izliyorum...
Doyamıyorum seni dinlemeye
Nefes almayı unutmuşum!
Beraberliğimiz apaydınlık,
Yaratmış olduğumuz yerde.

Sevinç damla damla
Akıyor gözlerimden:
"Üzülme canım!" diyorsun, "Buradasın, benimle!"
Soruyor büzülmüş dudağım;
"Ne kadar zaman?" ağlantısıyla...

Gel, tut iki yanağımı
İzin ver hıçkıra hıçkıra ağlayayım.
Birazdan gözlerim açılacak,
Karanlık gecenin;
Çıplak bedeni ortaya çıkacak...

Sen, sen, sen
Sen yok musun, sen?
İlki olmakla birbirimizin hatırasında,
Koşuyoruz şimdi de birbirimizin
Sonuncusu olma çabasında!
17 Şubat 2006

PAPATYA

Hiç yorum yok: